Remzi Akbaş'ın "Yürekler ağladı, insanlık öldü" başlıklı köşe yazısı
22 Ocak sabah 03.00 sularında Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden 2 bin 200 rakımlı Kartalkaya’da Grand Kartal Oteli'nde çıkan yangında hayatını kaybedenlerin sayısının yapılan DNA testleri sonucu 78'e yükseldiği bildirildi. Ön soruşturmada 11 kişi gözaltına alındı.
Yangının olduğu gün AK Parti'nin Ankara 8.Olağan İl Kongresi vardı. Buna rağmen iptal edilmeyen kongrede kısa bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Bakanlarımızı gerekli çalışmaları yürütmek üzere Bolu'ya gönderdik. Sorumlulardan hesap sorulacak" ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da, "Adli sürecin ucu özellikle kime varırsa, nereye giderse, sonuna kadar etkili bir şekilde sürdürülmesi yönünde bir kararlılık söz konusu. Sorumlular kimse yargı huzurunda hesap sorulması gerekir" açıklaması yaptı.
Bu tür açıklamaları geçtiğimiz yıllarda da çok duyduk. Ancak nedense siyasi sorumluluğu kimse üzerine almadı. Hesabı ya işletme sahipleri veya sorumluları ya da en alt grupta yer alan bürokratlar ödedi.
Diğer yandan bazı hukukçular tarafından yangın çıkan otelin Bolu Belediyesi'nin yetki alanı dışında olduğu, burada asli sorumluluğun turistik bölge olduğu için Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ait olduğu öne sürüldü.
Dikkat edilirse ölümlü ihmallerde genellikle herkes birbirini suçlar, kusurlu olduğunu kabul etmez.
Çok gerilere gitmeden son 10 yıllık süreçte birkaç ihmalli kazaları hatırlatayım:
-13 Mayıs 2014 Soma Maden kazası (301 madenci yaşamını kaybetti)
- 29 Kasım 2016 Aladağ yurt yangını (10'u öğrenci 12 kişi yaşamını kaybetti)
- 8 Temmuz 2018 Çorlu tren kazası (25 kişi yaşamını kaybetti)
- 3 Temmuz 2020 Hendek havai fişek patlaması (7 kişi hayatını kaybetti)
- 14 Ekim 2022 Amasra madeni grizu patlaması (43 madenci hayatını kaybetti)
- 2 Nisan 2024 Beşiktaş gece kulübü yangını (29 kişi hayatını kaybetti)
6 Şubat 2023 Güneydoğu depremlerindeki gecikme ve ihmalleri ayrı tutuyorum. Bu afette de 45 bin 784 kişi bu hayattan göçtü gitti. Müdahalenin gecikmesi can kayıplarının artmasına yol açtı.
İşte bu kazaların ve afetlerin özünde hep tedbirsizlik, denetimsizlik ve ihmal yatar.
Bu olayların ardından bilirkişi, savcılık ve bakanlık müfettişleri tarafından yapılan tetkik ve soruşturmada siz hiç siyasi sorumluların hesap verdiğini gördünüz mü? Muhtemelen bunda da görmeyeceğiz.
Dünyada ölümlü iş kazalarına bakıldığında Türkiye’nin ilk 10 içinde olduğunu görürsünüz. Bu da iş güvenliğinin nerede olduğunu ortaya koyuyor.
Hele ki yangınla ilgili sosyal medya platformlarında çıkan yorumlara bakıldığında insanların ne hale geldiğini görürsünüz.
"Temennimiz bu son ihmal olur" demek istiyorum ama biliyorum ki; geçmişteki örnekleri göz önüne aldığımda siyasi sorumluluğu olandan hesap sorulmadığı sürece bu da son olmayacak. Her ölümlü kazalarda elbette yüreğimiz ağlıyor. Ancak ihmaller sonucunda insanlar değil, insanlık ölüyor!