Ayşenur Elmacı'nın "Karasu’nun adı suçla anılmamalı" başlıklı köşe yazısı

Cumartesi günü Karasu merkezde yaşanan olay hepimizin yüreğini bir kez daha dağladı. Sokak ortasında bir cinayete tanık olmak, sadece bir canı kaybetmek değil, aynı zamanda toplum olarak güven duygumuzu da yitirmek demektir. Ne yazık ki Karasu, yine ulusal basının gündemine olumsuz bir şekilde düştü.

Şunu net bir şekilde söylemek gerekir: Karasu’nun insanı bu olayların sebebi değildir. İlçemiz, doğup büyüdüğümüz, sevdiğimiz topraklardır. Ancak dışarıdan gelen problemli kişiler, Karasu’yu bir kaçış ve saklanma noktası haline getirmiş durumda. Bu gidişata artık dur denmelidir.

Olay sonrası haberlerin altına yazılan yorumlara baktığımızda “Karasu yine şaşırtmadı”, “Karasu artık yaşanacak yer değil” gibi ifadeler görmek, hepimizi derinden yaralıyor. Oysa Karasu bu ithamları hak etmiyor. İlçemizin adı, dışarıdan gelen suçlular yüzünden karalanmamalı.

Burada görev sadece emniyete değil, tüm kurum ve kuruluşlara düşüyor. Siyasi partiler, STK’lar, oda başkanları, kamu kurumları… Kısacası herkes elini taşın altına koymalı. Bu sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda Karasu’nun geleceğinin meselesidir. İnsanlarımız sokakta yürürken korkmamalı.

Bugün Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri bireysel silahlanma ve çetelerin sokaklarda kol gezmesidir. Küçücük bir tartışma bile silahların gölgesinde ölümle sonuçlanabiliyor. Her yıl yüzlerce insan kurşunların hedefi oluyor. Çeteler gençlerimizi avlıyor, işsizlik ve umutsuzluktan besleniyor. Bu tablo, toplumun çürümesinin işaretidir.

Artık susmamalıyız. Çünkü sustukça, gençlerimizi sokak mafyalarına kaptırıyoruz. Bu nedenle:

Silah ruhsatı almak zorlaştırılmalı.

Kaçak silah ticareti en sert şekilde cezalandırılmalı.

Gençlerimizi sokaktan kurtaracak projeler hayata geçirilmeli.

Şiddeti öven kültüre karşı tavır alınmalı.

Siyasi parti temsilcileri, oda başkanları, STK’lar, kamu kurum ve sivil toplum kuruluşları...

Ellerinizi taşın altına koymayı geçin, elleriniz ezilse bile o ellerinizi o taşın altından çekmemeniz gerekiyor. Karasu bu tür ithamları, olayları hak etmiyor. En önemlisi güvenliğimiz yok. Sokakta güvenli yürüyemiyor insanlar. Hizmet ettiğiniz insanlar sokakta yürürken korkar hale geldi.

El birliği ile güçlü bir ses çıkartıp, güvenlik seviyemizi arttırmak için çaba değil çabalar sarf etmeniz gerekiyor.

Unutmayalım: Silahın olduğu yerde huzur değil, kan vardır. Karasu’nun da Türkiye’nin de geleceği, ancak güvenli sokaklar ve barış içinde yaşayan insanlarla mümkün olacaktır.