Ali Keskinsoy'un "Mevlid Kandili bidat mıdır?" başlıklı köşe yazısı

Her Mevlid Kandili geldiğinde aynı tartışma yeniden gündeme gelir:
“Mevlid diye bir şey yoktur, sahabe böyle bir şey yapmamıştır. Berat gecesi, Miraç Kandili yoktur, bunlar bidattir.”

Bu sözleri her defasında duyuyoruz. Ancak şu noktayı netleştirmemiz gerekiyor: Biz Mevlid Kandili’ni kutlarken yeni bir din ortaya koymuyoruz, yeni bir ibadet icat etmiyoruz. Biz sadece Peygamber Efendimizi (s.a.v.) hatırlıyor, O’nun dünyaya teşrifini sevinç vesilesi kılıyoruz.

Kur’an’da hatırlamanın önemi

Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz Hz.Musa’ya ve tüm insanlığa şöyle sesleniyor: “Allah’ın özel günlerini insanlara hatırlat.” (İbrahim, 5)

Demek ki bazı günleri hatırlamak, o günlerde şükretmek ve ders çıkarmak dinimizin bizzat özünde vardır. Biz de Mevlid Kandili’nde Allah’ın bize en büyük nimeti olan Peygamberimizi (s.a.v.) hatırlıyoruz. Onu gündeme taşıyor, hayatımızda yeniden merkez haline getirmeye çalışıyoruz.

Peygamberimiz rahmettir

Kur’an-ı Kerim’de “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 107) buyuruluyor.
Yine başka bir ayette: “De ki: Allah’ın lütfu ve rahmetiyle, işte yalnız bununla sevinsinler.” (Yunus, 58)

Allah’ın rahmeti Peygamberimizdir. Öyleyse bu rahmetin doğumunu hatırlamak, onunla sevinmek neden bidat olsun?

Sahabenin ihtiyacı yoktu

Sık sık soruluyor: “Sahabe neden Mevlid kutlamadı?”
Aslında cevap basittir: Çünkü onların her günü Peygamberimizle beraberdi. Bizim gibi ondan uzak değillerdi. Onların mevlide ihtiyacı yoktu, çünkü Rasulullah (s.a.v.) zaten aralarındaydı.

Bugün ise ümmetin büyük bir kısmı Peygamberini unutmuş durumda. Sokakta, ekranda, sosyal medyada Rasulullah’ın adı bile geçmiyor. İşte biz Mevlid Kandili vesilesiyle bu ilgisizliği kırmaya çalışıyoruz.

Rasulullah’ın uygulaması

Unutmayalım ki Peygamberimiz (s.a.v.) doğduğu gün olan pazartesi günleri oruç tutardı. Sebebi sorulduğunda, “Ben o gün doğdum. Allah’a şükür için oruç tutuyorum.” (Müslim, Sıyam, 197) buyurmuştur.

Bu bir kutlama değil midir? Demek ki doğum gününü hatırlamak, şükür vesilesi kılmak bizzat Rasulullah’ın sünnetidir.

Bugün yangın var!

Kıymetli okurlar, bugün ümmetin hali ortada: Gençler kimlik bunalımı yaşıyor, aileler çözülüyor, maneviyat zayıflıyor. İnsanlar Peygamberini tanımadan büyüyor.

Böyle bir ortamda kalkıp da “Bidat, şirk!” tartışmaları yapmak, yangın çıkmış bir binada prosedür konuşmaya benzer. Oysa bizim görevimiz yangını söndürmek, kalpleri yeniden Rasulullah sevgisiyle buluşturmaktır.

Son söz olarak şunu ifade etmek isterim ki; Bize “Bidat yapıyorsunuz” diyenlere cevabımız açıktır:
Biz yeni bir ibadet icat etmiyoruz. Biz sadece Allah’ın rahmeti olan Peygamberimizi (s.a.v.) hatırlıyor, seviniyor, şükrediyoruz.

Bu vesileyle başta Karasu halkımız olmak üzere, bu satırları okuyan tüm kardeşlerimin, bütün ümmet-i Muhammed’in Mevlid Kandili’ni gönülden tebrik ediyorum. Rabbim bu mübarek geceyi dualarımızın kabulüne, kalplerimizin huzuruna, ümmetin birlik ve beraberliğine vesile eylesin.

Allah, Peygamberimizin şefaatine mazhar olan, salih amellerle süslenmiş bir ömür sürmemizi nasip eylesin.