Biz yetişkinler öfkelenebilir, korkabilir, endişeli yâda kızgın olabiliriz. Çocuklarımızda bu duyguları yaşayan bireylerdir. Bu yoğun duyguların mutlaka bir sebebi vardır ama ebeveyn olarak her zaman çocuğun yaşadığı duyguların sebeplerini bulamayabiliriz. Çoğumuzun aklına gelen "neden ağlıyorsun/ neden sinirlisin?" Soruları çocuklara sorup bize yanıt vermesini istiyoruz. Yaşanan bu yoğun duyguları yaşandığı sırada hemen çözmeye ve yıkıcı olan duyguyu sonlandırmaya çalışıyoruz. Halbuki;

 

Öfke kızgınlık, korku gibi yoğun duygular yaşanmalıdır. Susturma, bastırma, yok sayma gibi davranışlar çocuğun duygularını yaşamasına bugün ve yarın engel olabilir.

 

Hiçbir yoğun ve yıkıcı duygu yaşanırken sebepler önemli değildir. Öfkeli ya da korkan bir insanın önce kendini güvende hissetmeye ve sakinleştirilmeye ihtiyacı vardır. Bu yüzden nedenleri sorgulamak ve akılcı çözüm bulmak duygu yaşanırken 2. planda olur. Bu bir yetişkin için bile önemliyken çocuklar için çok daha büyük önem taşıyor. Siz ağlarken birisi size ağlama diye susturmaya çalışsa nasıl hissedersiniz?

 

Bir çocuğa neden diye sorarak sadece neden sonuç ilişkisi kurmayı öğretemezsiniz ya da kendini/ duygularını ifade etmeyi. Çocuğunuza anlamlandırdığınız kadarıyla yol gösterin. "... dan" dolayı öfkelenmiş olabilir misin? gibi çocuğun cevabını veremediği bir soruya maruz bırakmak kendisini acizleştirirken, sizin rehberliğiniz onun sizin tarafınızdan anlaşıldığını hissettirir.

 

Unutmayın her duygunun yaşanmaya ihtiyacı vardır.

Öfkede bekleyebilmek...

Bu duyguda kalmak katlanabilmek ve sağlam durabilmek

Boğulmadan sıkılmadan yaşamdaki yoğunluk sıkıştırmadan kalabilmek önemli

 

Sessiz ve tepkisiz kalarak, yok eden, yanlızlaştıran değil eşlik eden bir konum. Her duygu gibi öfke de normaldir ve öfkenin normal olduğunu hissetmek ve çocuğa hissettirmek bu duygu sakinleştirildiğinde gerçekleşir. Hayatın normal, keyifle devam etmesini sağlamak çocuğa verdiğimiz bir armağan gibi.. İşte o zaman sınırlar da kabul edilir öfke de...