Remzi Akbaş'ın "Yıkın da görelim" başlıklı köşe yazısı

60 yıldır biriken sorunun sonuna mı geliniyor?

Karasu'da hiçbir belediye yönetiminin cesaret edemediği Karasu Sahili'nin çirkin yapılaşmalardan "temizlenmesi" projesi 6 yıl önce Belediye Başkanı İshak Sarı tarafından planlanmış ve düğmeye basılmıştı.

Sahilin, Cumhurbaşkanı kararıyla riskli alan ilan edilmesi ve Resmi Gazete’de yayımlanması ardından geciken tebligatlar yapı maliklerine tebliğ edilmeye başlandı. Üzerinde yapı olmayan arsaların maliklerine de elektronik tebligatlar gönderildi.

Tutanak ile bildirilen tebligatta "tahliye ve yıkım işlerine karşı maliklerin 6306 Sayılı Kanun'un 6.maddesinin 9.fıkrasına göre otuz gün içinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca dava açma hakkı mevcuttur" cümlesi yer alıyor.

Yıllardan beri kiminin tapulu kiminin tapusuz ikamet ettiği yapıları tebliğ tutanağından itibaren 30 günlük sürede yıkıp terk etmek hiç kolay değil. Hatta olanaksız diyebilirim. Çünkü bu kış şartlarında yapıyı yıkıp nereye gidecekler? Ayrıca yılların anılarını 30 günlük sürede nasıl terk edecekler?

Şunu da sormadan edemiyorum.

Taa… 1960'lı yıllardan bu güne kadar sahilin arsaları parsel parsel satılırken, tapulu tapusuz yapılar ve tesisler yapılırken (yani işgale resmen göz yumulurken) "Riskli Alan" olarak neden ilan edilmedi? Yoksa bunun arkasında limanın genişleme projesine ve turizm şirketlerine kiralanması hazırlığı mı var?

Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Çakır, basına verdiği bilgide tahliye konusundaki çalışmaların bakanlıktan kaynaklandığını belirterek bu yaz sezonu gelmeden bütün yapıların yıkılacağını söyledi.

Gecikmesinin nedenini de 675 metrekarelik parseller ile takasa konu Camitepe Mahallesi’ndeki rezerv alanlarındaki değer tespit çalışmalarını öne sürdü.

Tamam da "değer tespit" neye göre yapılacak? Vatandaşla anlaşma yapmadan belirlenen değer tespiti takasa konu parsele emsal olacak mı? Belli değil!

Ayrıca defalarca bu konuyu dile getirdim, yine söylüyorum; takas yapılacak olan parsellerin altyapısı henüz yapılmadı. Vatandaş kaldıkları yapıyı boşaltıp dışarıda mı yatacaklar?

Sözde bakanlık yetkilileri beklenmeden bu yapıların yıkılması isteniyor.

Hani bakanlık yetkilileri gelip karşılıklı mutabakat çerçevesinde bu işlemler yapılacaktı? Neden yetkililer beklenmiyor?

"Ben yıkarım, sen davanı açarsın" mantığıyla yapılan işlemler toplum nazarında kabulü zordur ve mağduriyet yaratır.

Sahilin temizlenmesi, güzel nezih bir lokasyona getirilmesini kim istemez? Zaten Karasu halkının çoğunun tercihi de bu yönde.

Ancak vatandaşın işyerini, konutunu üstelik içinde eşyaların malzemelerin de olduğu bir durumda zorbalıkla yıkmak, değerinde takas yapmamak öyle kolay değil. Ha… "benim devlet gücüm var, yıkarım" mantığıyla aksiyon alınmak isteniyorsa hadi yıkın da görelim!