Remzi Akbaş'ın "Eşeğin gölgesi!" başlıklı köşe yazısı

Hukuk sisteminin bozulması, ekonomik yapının dağınıklığı, göç politikalarının getirdiği olumsuzluklar, kutuplaşmanın, ayrışmanın artması, yaşanılan bölgede yerel sorunların çözümüne yönelik eleştiriler nedense çok önemsenmiyor.

Toplumun çoğunluğunun buna bağlı gazete haber ve köşe yazıları gibi makalelere duyarsızlığını da gözlemliyoruz. Sanki üzerlerine ölü toprağı serilmiş durumdalar.

Bunun en önemli nedeni Sivil Toplum Kuruluşları (STK)'nın etkili çalışmamasından kaynaklandığını söyleyebiliriz.

Ancak bakıyorsun sosyal medya platformlarında küçük bir anı, ilginç bir görüntü, eksantrik bir pozisyon paylaşımları çok daha fazla ilgi görüyor.

Bu sorunsala bağlantılı şöyle bir hikaye var:

Atina’da önemli bir soruna çözüm aranırken kürsüye fikrini söylemek için Filozof Demosthenes çıkar.

Ancak, kekeme olduğundan sözünü dinletemez.

İnsanlar sürekli kendi aralarında konuşmakta, filozofu dinlememektedir.

Bunun üzerine Demosthenes, "Size bir hikaye anlatıp ineceğim” diye bağırır. Ve sessizlik olunca anlatmaya başlar.

Bir yolcu Atina’dan Megara’ya gitmek için bir eşek kiralamış. O eşeğin üzerinde, kiralayan eşeğin sahibi de yayan olarak yanlarında beraber yola çıkmışlar. Derken öğle sıcağı bastırmış, biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için durmuşlar ama, hiç gölgelik yokmuş.

Eşeğin sahibi hemen eşeğinin gölgesine sığınmış. Eşeği kiralayan, ‘Sen çekil gölgede benim oturmam gerek’ demiş.

Eşeğin sahibi itiraz etmiş:

‘Tabi ki ben oturacağım, çünkü eşek benim.’

Yolcu; 'Ama eşeği kiraladım’ deyince de, ‘Ben sana eşeği kiraladım gölgesini değil’ cevabını almış ve tabi sonunda aralarında kavga çıkmış.

Hikayeyi dinleyen herkes dikkat kesilmiş ve hikayenin sonunu bekliyormuş ama, Demosthenes bu noktada kürsüden inmiş ve uzaklaşmaya başlamış.

Dinleyiciler,

" Hey ne oldu sonunda?"

"Hikayenin sonunu anlat” diye bağrışmaya başlayınca Demosthenes kürsüye dönmüş ve demiş ki;

"Ben sizin için çok önemli bir konuda bir şeyler anlatmaya çalışıyorum ama, siz eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz. Artık ne fikrimi söyleyeceğim ne de öykünün sonunu” demiş ve yürüyüp gitmiş.

Bu EŞEK hikayesi size, bize hepimize diyor ki;

Sosyal medyada milyonlarca ıvır zıvır... Yazı, fotoğraf ve karikatürler, çok beğeni alıyor, çok paylaşım yapılıyor.

Ancak, emek harcanmış nitelikli paylaşımlarda, toplumun hassasiyetlerine dair, ekonomik, sosyal, güvenlik gibi bilimsel içerikli paylaşımlar, maalesef eşeğin gölgesi kadar bile, ilgi görmüyor.

Popüler paylaşımlar, okumak ve anlamak, emek ve çaba gerektirmeyen içerikler olduğu için paylaşım rekorları kırabiliyor.

Bunun en önemli nedeni de popüler olanın hitap ettiği kitlenin büyüklüğü olsa gerek…

Toplum, eşeğin gölgesine güneşin neden olduğunu anladığında belki bilginin, liyakatin sorunların önemini de anlayacaktır. Umarım bu anlayış çoğalır.