Sultan Güner'in "Hayat tazminatı" başlıklı köşe yazısı

Bu hafta yazmayı planladığım yazının son bir üzerinden geçip sizlere sunmaya hazırlanıyordum ki, bu haberi gördüm! Her dakika, her saniye gündem değiştiren kaç ülke vardır acaba?

Bu ne bir ilk ne de son olacak. Geniş bir kesim vatandaşı son yıllarda daha çok fakirleşirken; elbette toprağın yeraltı ve yerüstü zenginliği ile benzersiz verimli ülkemizin bu değerlerini illaki birileri aralarında paylaşıyordur diye düşünmeden edemiyoruz.

Haber aynen şöyle:

“Ankara’dan İstanbul’a yerleşen ve pahalılıktan etkilenen (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) BDDK personeline her ay “Hayat tazminatı” ödenmesi için kanun teklifine madde eklendi. Onaylanırsa 400 uzman personele tazminat olarak ayda 45.000 TL ek ödeme yapılacak.”

Kazanılmış hakların asla geri alınması taraftarı değiliz elbette. Doğrudur bu günlerde herkesin kat kat hayatının zorlaştığı gerçeği. İtirazımız bu “Hayat tazminatı”nın hem emeklisi hem de işçisinin de 7.500 TL’lerle geçinmeye çalıştığı gerçeği!

Eskisi gibi ucuz marketleri kollayıp gidip aldığı ürünlerin bile katlaya katlaya fiyatlarının artmış olması!

Bir yardım, destek yapılacaksa ayırım yapmadan tüm ihtiyaç sahiplerine de yapılması, ‘sosyal devlet’ olmanın gereklerinin en önemlisidir!

Temel ihtiyaçların yanında sosyal ihtiyaçlar çoktan unutuldu zaten.

Doymak ve beslenmenin farkını unutan emekli ve işçi kesimi eskiden aldığı gıda maddelerini bile artık alamadıklarını haykırıyorlar.

Sadece ekmek yiyerek doyabilirsiniz ama beslenmiş olmazsınız. Sebzesi, meyvesi, proteini, vitamini hepsini yeterli miktarlarda alan kişiler “beslenmiş” olur!

Bu amcanın söylediklerini lütfen tarafsız dinleyin!

Tarafsız diyorum toplumu ayrıştırmadan sadece yaşanan gerçekliği ‘herkes’ adına izleyelim demek istiyorum.

https://fb.watch/oSDLnYxvjV/?mibextid=Nif5oz

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde 2 bin 800 lira yaşlılık maaşı ile geçinmeye çalışan 78 yaşındaki Felake Üçkazan, ne semt pazarından ne de marketlerden istediğini alamadığını belirterek, "Marketin önüne vardığımda içeri girmeden bitiyor. Bundan bir 1 kilo alırsam, 1 kiloda hediye ediyor bu adam. Böyle dostların sayesinde geçiniyorum ben, işin gerçeği bu. Kasabın önünden geçerken yönümü şöyle dönüyorum. Evvel tavuk alıyordum onu da alamaz oldum" diyor!

Bizi kıskandığı söylenen ülkelerin emeklileri ülke ülke rahatça seyahat ederken biz de durum bundan ibaret ne yazık ki!

Bu hafta ayrıca 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü içeriyordu. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edilmişti. Bu önemli günü bizdeki yaygın sloganıyla anmak istiyorum İNSAN HAKLARIYLA İNSANDIR!

Bu ülkenin dertlerini düşünürken yaptığım yürüyüşte birde ne göreyim! Daha geçen yıl yapılan Karasu Sahil Yolu projesi kapsamındaki tuvaletler böyle parçalanmış!

Kim, niye böyle parçalar? Anlamak zor! Gündem sürekli değişiyor, sürekli…