Muhsin Turhan'ın "Hediye bayramı!" başlıklı köşe yazısı

Kurban'ın Arapça’daki anlamı hediye demektir.

Kur'an’daki anlamlara baktığımızda İlk hediye veren iki kişi çıkar karşımıza. Habil ve Kabil.

Biri hayvancılıkla uğraşır, biri tarımla. Hz.Adem oğullarının arasında yaşanan bir olay karşısında oğullarından Allah'a hediye (kurban) etmelerini ister. Habil severek büyüttüğü hayvanını feda eder, Kabil tarımla uğraştığı için sebze hediye eder tabi verirken gönülsüzdür. Allah Habil'in hediyesini kabul eder.

Allah gönülden severek verdiğiniz hediyelere bakar.

Gönülsüz kesip fakire fukaraya söylenerek başa kakarak ya da güzel yerleri kendine kemikli yerleri fakire reva görenlerin hediyesini kabul etmez!

Hediye deyince tabi ki Hz.İbrahim'i unutamayız.

Onun hediyesi en sevdiği oğlu İsmail idi. Çünkü Allah Hz.İbrahim'i oğlu ile imtihan ediyordu! Rüyalarında oğlunu Allah'a kurban ediyordu! Allah insanı sevdikleriyle imtihan eder.

Son zamanda Gazze savaşında bir olay gördüm. Bir kardeşimiz üç milyonluk arabasını Gazze'ye feda etti.

İşte en anlamlı hediye buydu benim için.

Tabi ki fakir bir kardeşimizin 100 lirası da onun için çok değerlidir.

Tabi ki feda etmek deyince ilk aklımıza Çanakkale gelir.

Çanakkale ya da diğer şehirlerde ölen gençlerimiz için ne deriz, kınalı kuzularımız. Çoktur bizim vatana feda olan kınalı kuzularımız. Anneler evlatlarını severken askere gönderirken “kuzum” diye sever çocuklarını, bir yere gönderirken “güle güle git kuzuumm” derler.

Değerli okurlarım hediye bayramında kimileri et verip sevindirir kimileri de fakirin çoluk çocuğunu giydirir sevindirir.

Allah yolunda gönülden harcadığınız her şey değerlidir.

Rabbim hediyelerinizi makbul eylesin.

Birde buradan yazmadan olmaz! Kurban atıklarınızı çöp konteynırlarına atmayın! Sakarya ya da derelere atmayın etraf leş kokmasın!

Allah yolunda bir hayır yaparken temizliği hijyeni unutmayın!

Temizlik imandandır!

Şimdiden hediye bayramınızı kutlar, mutlu, huzurlu, kazasız tatiller dilerim.