Aybüke Yıldız'ın "Siyah gül" başlıklı köşe yazısı

Kalbin kırıkken şairlikte işlemiyor.

Güzel enerjiler olmalı, auramı topluyorum. Aşk sanmaları oldukça yağmurda ıslanmak gibi. Sevilmek ruha teslim edilir.

Aşk insanın ruhuna armağan edilen çiçek kokusudur. Bazen sarılmak iyi gelir. Aşk seni yazmaktı, seni yaşamak değil. Gülümseler bazen evrene iyi enerji depolar.

Aşk hiç yan yana gelmediğiniz ve çok sevdiğiniz o insana deli gibi sarılmak istemektir. Çiçekler duyguları anımsatır. Çiçek kokusu gibi sevin değerli ve doğanın aşkı.

Bazen yazılan şiirler unutuluyor. Ben ses tonunu bilmeden sevmiştim ama duydum sesini ve sadece şiirlerimde kaldı. Bazen hiç bilmemek iyi gelir insana. Evren oldukça mesajlar gönderir. Kalbinizi her daim dinleyin.

Aşk meşk yok artık ağır paletler zaten canıma okuyor ben işime aşık bir şair müdürüm. Zamana bırakalım hayatta zaten yaşanması gereken elbette yaşanıyor. Ama etrafınızda sahte insanlara müsaade etmeyin kanınızı emmesinler. Bazen aşık doyumsuzdur ihanete, yalana en çokta sevgisizliğe ve olumlu bir şeyler yazmak istesem de buna evren izin vermiyor. Aşk evet sevgisizliğe doyumsuz. Egoist, bencil ve en çokta kendisini sevmeyen insanlara doyumsuz.

Aşk çiçekler gibi olmalı naif, zarif ve oldukça çiçek kokulu. Aşk incitmeden olmalı şiirlere özgü kalmalı her şair der ki aşk yaşanması muhtemelen olan bir duygu peki sizin?

Bazen benim kafam karışık olabilir. Ama kalbimin en içten hali ile kaleme alıyorum bu satırları belki biraz incindim belki biraz mutlu oldum ama en çok yazmayı sevdim her ne olursa olsun. Hayat devam eder

Bazen yetenek kaybolur, ilham tökezler aşklar biter insanlar hainleşir, ama güzel şeyler kaleme alınmalı.

Şiirler çiçeklere özgü...

Her kadına çiçek ver ama yalansız, dolansız ve en çok kalpten geleni.

Sizin en sevdiğiniz çiçek nedir? Hadi yorumlara bırakın.